shemale luciana

SheMale Luciana Size kim olduğumu anlatacağım.BEN BİR SHEMALE`YİM.. 1977 yılının yılbaşında , Amerika’da Madison Wisconsin’de Türk doktor bir baba ile İsveç’li eczacı bir annenin ikinci çocukları olarak dünyaya geldim. Benden 5 yaş büyük ağabeyimden sonra, ailem hep bir kız çocukları olmasını hayal ettikleri için, ben doğmadan evvel , bir kız çocuğa yaraşır şekilde, pembe renklerin hakim olduğu odamın dekoru ve hatta giyeceklerim bile hazırlanmış. Tabi ki tahmin ettiğiniz gibi kız kıyafetleri.. Adımı da Denis (Türkçede Deniz’i çağrıştırsın diye) koynuşlar. 5 yaşıma kadar, sarı saçları kimi zaman tokalı, kimi zaman lüle lüle , mavi,yeşil gözleriyle güzel bir kız çocuğu gibi yetiştirildim. Ağabeyimle ya da arkadaşlarımla evcilik oyunları ağırlıklı oyunlar oynarken, ben ailenin annesi rolünde hep bebeklerle oynardım… 5 yaşıma kadar babaannem de bizimle birlikte yaşadı. Annemin İsveçli oluşu ve rahat bir yaşam sürmek istemesi tutucu babaannemi çok üzerdi. Babaannem çok kültürlü bir insandı. Bizlerle yaşadığı sürece Türk örf ve adetlerine göre yetiştirmek isterdi. Bana bu güzel Türkçenin temellerini o verdi. 5 yaşımda okuma yazma öğrenmiştim.. O sene annemle babam ayrıldılar ve ben annemle kaldım. Daha sonraları annem Amerika’lı bir subay ile ikinci evliliğini yaptı. Beni ayak altında çok dolaşmamam için ana okuluna verdiler ve 6 yaşımda da ilkokula gittim.. 5-6 yaşlarımda, bir kız çocuğu olarak büyürken, kızlardan farklı bir organım olduğunu da keşfetmiştim. Ve o organla oynamak benim çok hoşuma gidiyordu. Artık evcilik oyunları değişik haller alıyor ve oyundaki babanın cinsel organıyla oynamaya, ellemeye, onunla öpüşmelere dönüşüyordu. Kimi zaman bu arkadaşlarım benden 4-5 yaş büyük çocuklar oluyorlardı.. Onların pipileri her zaman benimkilerden daha büyük idi. Pipiyle oynamak artık iyice alışkanlık yapmıştı. Hatta bir seferinde cici babam beni arkadaşımın pipisiyle oynarken yakalamış ve kulağımı çekmişti.. İlkokul nedeniyle saçlarım kesilmiş ve pantolon giymeye başlamıştım ama hala kendimi kız çocuk gibi görüyor, evcilik oyunlarında hala anne oluyor, başka oyunlarda ise hep kızlarla birlikte oynuyordum.. Kızlarla beraber olmak, onlarla birlikte erkek dedikoduları yapmak, erkeklerle kavga etmek hoş şeylerdi. Hatta kimi zaman erkeklerle güreşir, hep alta düşer ve onların ağırlıklarını üstümde hissederdim. Ortaokulda ilk defa bir erkek çocuğun sevişme talebiyle karşılaştım. Denizkenarında yazlıkları olan James , bir yaz tatilinde beni evlerinde misafir etmek istediğinde ailem hemen rıza göstermişti ve yaz tatilini orada geçirmeme karar verilmişti. James benim sıra arkadaşımdı. Evleri yazlık olduğundan küçüktü ve biz James’la aynı yatakta yatmak zorunda kalıyorduk. Bir gece James bana, yazlıkta komşuları olan bir kıza aşık olduğunu ve onu öptüğünü, hatta bir gün evlerinde sıkıştırdığını, yeni çıkmaya başlayan göğüsleriyle oynadığını, eteğinin altından kukusunu ellediğini anlattı. Bu arada eliyle, külotundan çıkardığı sikini okşuyordu. Ben de sessizce anlattığı hikayeyi daha iyi duyabilmek için ona doğru sokulmuştum. Elim onun sikine değdi. Bir tuhaf oldum ve ellemeye başladım. James dudaklarıma yapıştı ve o kıza yaptıklarını bana da yapmak istediğini söyledi. Eliyle kalçalarımı okşuyordu. Ben pikenin altına girerek James’in sikini ağzıma aldım. Büyümüştü. Arkamı dönmemi istedi ve sikini götüme dayadı.. Bastırıyordu ama girmesi imkansızdı. James sanki beni arkamdan sikiyormuş gibi hareket ediyordu. O geceden sonra her gece yatar yatmaz külotlarımızı çıkarıyor, ben onun sikiyle oynuyor, o ellerini benim kalçalarımda gezdiriyor ve sikini arkama dayayarak uyuyorduk. Bütün yaz tatili boyunca bunu tekrarladık. Lise zamanı cici babam New York’a tayin olmuştu ve orada bir eve taşındık.. Bir kış günü,İsveç’ten teyzemden gelen bir haber üzerine annem Stockholm’e gitmişti. O gece cici babam eve alkollü geldi. Uzun süre TV seyretti. Daha sonra, gecenin bir yarısında bir elin bacaklarımda ve kalçalarımda dolaştığını hissettim. Gözümü açtığımda cici babamı çırılçıplak vaziyette gördüm. Şaşırdım ve anlam veremedim. Babam beni okşuyordu ve kalın ama inik sikini ağzıma vermeye çalışıyordu. Önce reddettim. Bana bir tokat attı ve “seni bu gece, hiç tatmadığın zevklerle tanıştıracağım.. Bu yarrağı ağzına alacaksın. Hiç olmazsa bu işi yaparken zevk duymaya çalış” dedi. Korkudan ağlamaya başladım. Yarrağı ağzıma verdi ve emdirdi. İlk defa büyük ve gerçek bir yarrağı görüyor ve ağzıma alıyordum.. Dakikalarca sertleşmeyen yarrak nihayet büyümüş ve sertleşmişti. Cici babam ağzıma getirdi.. İlk üç gece bunu tekrar tekrar yaptı. Dördüncü gece beni sikmek istedi. Deliğime dayandığında kendimi öylesine kasmışım ki parmağını bile sokamadı. Canım çok yanmıştı. Bana çok sinirlendi. Hiç zevk almadığım gibi ondan nefret ediyordum. Beni, bunları anneme söylediğim takdirde dövmekle ve evden kovmakla tehdit ediyordu. Annemim ikinci evliliğinden mutlu olduğunu bildiğim için sesimi çıkartamıyordum. Daha sonraki günlerde, annemle gayet rahat ve her ortamda sevişmeye çalışıyordu. Mutfakta göğüslerini ve bacaklarını okşuyor, yatak odasında annemi sikerken sesli şekilde hırlıyor, hatta kapıyı aralık bırakıyordu. Böylece benden intikam alıyor ya da beni azdırıyordu. Annemim evde olmadığı veya eczanede nöbetçi olduğu akşamlarda ise gelip benimle sevişiyor ve oral sex yapıyordu. Zamanla bu ağıza alış ve emişlerden zevk aldığımı hissettim. Hatta annemin gelmediği gecelerde bana onun çoraplarını, külotlarını, sütyenini giydiriyor ve annemin peruğunu başıma geçirerek bir kızla sikişiyormuş gibi, benim arkama geçiyor, yarrağını bacaklarımın arasından (apış aramdan) geçirerek gidip geliyor, kalçalarımı kasıklarına vurduruyor ve boşalıyordu. Annemin ona arkadan hiç vermediğini ve göt sikmeyi çok arzuladığını bu sıralarda öğrenmiştim.. Daha sonraları annem bazı şeyleri hisseder oldu ve beni evden ve kocasından mümkün olduğunca uzaklaştırmak için yüzme sporuna yöneltti. Yüzmeye başlama yaşımı geçmiş olmama rağmen nedense spor hocası beni kulübe kaydetti. Kısa zamanda Junior takımına seçildim. Yüzme öğretmenim bir Rus asıllı Amerikalı idi. Adı İgor. 28 yaşlarında, atletik bir insandı. Benimle özel olarak ilgileniyor ve yüzme sporunun tüm inceliklerini bana öğretiyordu. Birgün Montreal’de kluplerarası yarışmalara katıldık. İgor benimle aynı odayı paylaşıyordu. Yarışmalara beni iyi hazırlıyor, yiyeceğime, uykuma, formuma özen gösteriyordu. Taktikler veriyor, Masajlar yapıyordu tüm bedenime.. Vücudumda bir tek tüy bile yoktu. Sarışın olmamın etkisi de vardı belki de. Göğüslerim ise hafif hafif belirginleşmişti. Bir müddet sonra, bu masajlardaki hareketlerinde farklılık hissettim. Elleri vücudumda ahenkle dolaşıyor adeta okşuyordu. Beni yüzükoyun yatırıyor, bir havluyla örttüğü kalçalarımın içine elini sokarken bol krem kullanıyor ve pembe deliğime yaklaştıkça yüzünde boncuk terlemeler oluyordu. Bu arada şortunun önündeki hareketliliği görebiliyordum. Birgün dayanamadım ve elimi uzatıp şortunun içindeki sertliğe ulaştım. Parmaklarımın ucuyla başını okşadım. İgor bundan cesaret almış olmalı ki kremli parmağını pembe deliğimin etrafında gezdirirken aniden kibarca içime kaydırdı. Kremli parmak hafifçe içime girmişti dibine kadar. Sokup sokup çıkartırken ben de ona yardımcı olmak istercesine kalçalarımı havaya kaldırıyordum. Beni kucakladığı gibi yatağa götürdü. Şortunu sıyırdı. Yüzükoyun uzandı ve 69 pozisyonu aldık. O kalkmış sert yarrağı tüm ihtişamı ile ağzıma alıp emmeye başladım. O da benim kalçalarımın arasındaki pembe noktaya ulaşmış, diliyle darbeler indiriyor. Arada bir parmaklıyordu. İnliyordum. Bir müddet sonra İgor haykırarak ağzıma getirdi. Biraz yanyana uzanıp dinlendikten sonra kalkıp duş aldım ve toparlandık. O gece organizasyonun tertiplediği yemekte İgor bana daha çok ilgi göstermeye başlamıştı. Birlikte şampanya içtik. Hafif çakırkeyif olmuştuk. Bir şişe şampanyayı yedeğine alarak odaya çıkmamızı teklif etti. Odaya girer girmez gece lambasını yaktı, müzik setine slow bir parça koydu ve elinde şampanya kadehi ile yanıma geldi. Ben izin isteyip duşa girdim. O ise odada koltukta oturmuş müziğin ritmiyle kimbilir ne hayaller kuruyordu. Banyodan çıkıp Bornozumla yanına gittim. Dudaklarına bir öpücük kondurdum. Elime şampanya kadehini tutuşturturken beni kucağına çekti ve sertleşmiş aletinin üzerine oturttu. Kulağıma güzel sözler fısıldıyordu. Beni ilk gördüğü andan itibaren çok hoşlandığını, okşayıp sevmeyi çok istediğini ama buna bir türlü cesaret edemediğini söylüyordu. Bornozumdan sıyrıldım ve onu bir çırpıda soydum. Sert yarrağını avuçlarımın içine alarak emmeye başladım. Birlikte yatağa uzandık ve öpüşmeye başladık. İgor bir kadını okşar ve sever gibi nazikçe bedenimin heryerini okşuyor öpücükler konduruyordu. Bir ara elindeki kadehten vücuduma şampanya döküp yalamaya başladı. Bir eliyle de sikimi okşuyordu. Yüzükoyun döndüm ve kalçalarımı yukarıya kaldırdım. Arka deliğimi yaladı. Parmağıyla girip çıkıyordu. Dayanamıyordum artık. Veeee. İgor’dan beni sikmesini istedim. İgor bu teklifi beklemiyordu benden. Şaşırdı. Bunu alkolün tesiriyle ve gecenin atmosferiyle etkilenerek söylemiş olabileceğimi, sabaha pişmanlık duyabileceğimi söyler gibi olduysa da dudaklarımla onu susturdum ve önüne domalarak elimle kalkmış sikini deliğime dayayarak ilk hareketi verdim. O koca başlı muhteşem yarrak götümün deliğinde dans ediyordu. Girer miydi acaba? Çok istiyordum. Kibar insandı. Kremleyip sikeyim dedi ve kremledi. İçime yavaşça kaydı.. Önce başı, sonra gövdesi yılan gibi kayarak girdi. Çok zevk alıyordum. Ohhh erkeğim diye inledim. Arkamda gidip gelmeye başladı. Bu arada bir eliyle de göğüslerimi okşuyordu. Yarrak yemek çok güzel bir duyguydu. İnan bana çok güzel sikiyordu İgor. Benim ilk erkeğim olmuştu. Pembe deliğimin ilk sahibi, bekaretimi bozan erkekti İgor. Pompaladıkça içimde sertleşti ve bir zaman sonra dayanamayıp içime fışkırdı. Terlemiştik ikimizde.. Yatağa uzandık. Dudaklarımdan öptü. O gece sabaha kadar birkaç kez sikiştik. Değişik pozlar denedik. Her seferinde bir öncekine göre daha rahat alıyordum erkeğiminkini içime.. O benim kocamdı. Yüzmeyi bırakıncaya kadar İgor’un sevgilisi olarak kaldım. Sonra Amerika’da yalnız yaşama serüvenim başladı. Annemlerden tamamen ayrılıp kendi yolumu çizmeli hayatımı belirlemeliydim. Cinsel kimliğimi tayin etmiştim. Shemale olacaktım. Bunun için birkaç arkadaşımın yardımını gördüm. Önceleri Angelika ismini kullanmaya başladım. Soyadım da annemin kızlık soyadı olan Andersson’du. Hormon tedavisi görerek göğüslerimi büyüttüm, epilasyonlarla ve ışınlarla tüylerden iyice kurtuldum. Bir müddet sonra popüler oldum kendi çevremde. Bazı porno filmlerde oynayan arkadaşlarla tanıştım ve onlarla birlikte yaşamaya başladım. Argentina’lı Jimena ve Brasil’yalı Azul’un evine yerleştim. Onlarla birlikte bir Ajansa kayıt oldum. Şimdi biraz da bu konulardan bilgi vereyim. Ajans benim Türk asıllı olmamdan memnun değildi çünkü din açısından tepki görebilirdik. İsveçli kimliğim de hoş olmazmış çünkü Amerikalı’lar ya latin Amerikalı Shemalelerden veya Uzak Asyalılardan hoşlanırmış. O nedenle adımı Luciana olarak lanse ettiler ve beni Brezilyalı olarak tanıttılar. Artık Brezilyalı bir shemale olarak tanınıyordum. Angelika’yı unutmuştum. Ailemle de görüşmüyordum. Jimena ve Azul iki sevgili idiler. Azul Softcore, Jimena ise hardcore idi. (Bunların ne olduğunu 4.cü bölümde anlatacağım) Ben de Softcore’um. Bir müddet sonra Jimena bana tutuldu. Aşık oldu. Azul buna bozuldu. Evde ve ajansta sorunlar tartışmalar yaşanmaya başlandı. Bu sıralar Brezilyalı Pilar ile tanıştım. Pilar çok sessiz ve dürüst bir kız. O da küçük yaşta shemale olmuş. İkimiz anlaştık ve bir ev tutarak birlikte yaşamaya başladık. Daha sonraları birbirimizden hoşlandık ve aşık olduk. Aramıza duygusal açıdan başkasını sokmamaya karar verdik. Ancak seks yönünden sınırlamamız yok. Birbirimize anlayış gösterebiliyoruz hatta bazen aynı erkeği aynı yatakta üçlü paylaşabiliyoruz. İkimiz de porno filmlere girmiyoruz yani sikişme sahnesi yok. Sadece poz veriyoruz ve ajans bu pozları web sitelerine satıyor. Paramızı böyle kazanıyoruz. Escort kızlarız. Zengin tipler albumlrden resimlerimizi beğenip bizimle yatmak istiyorlar. Yalnız benim ajansla özel anlaşmam var. Her önüne gelen beni isteyemez. Benim ondan hoşlanmam ve beğenmem gerek. Ama daimi olarak abone müşterilerimiz var. Sikişmemden memnun olanlar tabi ki.. En çok da ince belimden kavrayıp “doggy style” (köpek sikişi domaltıp) sikmekten zevk alıyorlar. Pembe deliğimi bulmakta güçlük çekenler oluyor. Çünkü gerçekten küçük, bakımlı ve hiç belli olmuyor. Aylık gelirimiz 3-4 bin doları buluyor. Ben şu anda “exotic shemale” olarak ün yaptım. Filmlerde sikişmeyi rol icabı da olsa istemiyoruz. Ama biz kendimiz istersek istediğimizle sex yapabiliriz ve yapıyoruz da. Çünkü normal ve sağlıklı insanlarız. Bir kadın nasıl orgazm olursa biz de duygusal ve bedensel orgazmı yaşıyoruz ve sekse ihtiyacımız var. İşimizde devamlılık olması için kendimize bakmak zorundayız. Formumuzu koruyabilmek için güzellik salonları, solarium ve saunalardan çıkmayız. Genelde güzel aromatik yağlarla masaj yaparız bedenimize. Kilo almamamız gerek.. Hardcore, porno filmler çeviren ve sikiş sahnelerinde rol alan kimselerin yaptığı iştir. Softcore ise daha ziyade poz veren veya görüntüleri sadece direk ilişki şeklinde olmayan (oral sex gibi) işlerdir. Ayrıca bizlere Latin Amerikalılara SHEMALE denir. Uzakdoğulu, göğüs operasyonu yaptırmayan ve kadınsı olmaktan çok daha çocuksu görüntüde olanlara LADYBOY denir. Genel adımız ise TRANNY dir. Chicago’da Shemale’ler derneğini kurduk birkaç arkadaş.. Bunun bir üçüncü cinsiyet olduğunu ve asla yadsınamayacağını anlatmaya çalıştık insanlara.. Hangi insanlara? Hem özgürce benim gibi seçimini yapabilenlere hem de ister kadın ister erkek olsun, birtakım nedenlerle gerçek kimlikleri içinde eşcinsel duygular yaşayan, fırtınalarını bastırmaya çalışan, tabular arasında gidip gelen insanlara.. İnsan, önce kendi bedenini, sonra karşı bedeni tanıdıkça, yavaş yavaş cinsel kimliğine kavuşuyor. Çocukluğum ve gençliğimden sonra gerek Türkiye’de transların yaşadıklarına ve gerekse Amerika’daki hayatıma bakılırsa, iki döneme ayırdığımı göreceksiniz. Toplumsal baskılar, insanların bakış açıları, kültürler farklı olduğu için Amerika’da daha rahatım. Pipiyle başlayan serüvenim yarrakla sonuçlanıncaya kadar dikkat ettiğim ve vardığım nokta şuydu: Bir yarrak fetişiyim sanıyorum. Ne zaman nerede bir yarrak resmi veya kendisini görsem beğeniyle gözlerimi ayıramıyorum. Bilinç altında yer eden bazı şeyler hemen harekete geçiyor. Kimi zaman plajda, kimi zaman spor salonunda, kimi zaman alışverişte, ya da bir vasıtada bir erkek görsem, önü kabarık.. Hemen yarrağını hayal ederim.. Bir yarrağı inik halindeyken ağzıma almak, onunla oynamak, dakikalarca emmek, büyüdüğünü, sertleştiğini hissetmek çok güzel. Çok hoşuma gidiyor. Oral sexten anormal zevk alıyorum. Büyüklüğü ne olursa olsun her erkeklik organının okşanırken ve büyürken sahibine ve mutlaka karşıdakine bir zevk vereceğini biliyorum. Bir erkeği sırtüstü yere yatırmak, onu hareketsiz kılmak, sonra kıllı göğüslerinden, karnına, göbeğinden aşağılarına kadar yalamak ve öpmek.. Hafif kıllı taşaklarına dokunmak, onları dilimle yalamak.. Sapından tutarak bir dondurma gibi dudaklarımın arasına almak, yalamak yalamak.. Büyüdüğünü hissetmek.. Damarlarını hissetmek.. Sertliğini hissetmek.. Bütün konsantreni oraya yoğunlamak. O organın ihtişamından etkilenmek, o organın yapabildiklerini düşünmenin hazzını yaşamak. Erkeğin, yarrağının hepsini ağzıma sokmak istercesine sabırsızlanması karşısında, onu kendi kontrolüm altına almak.. Bir nevi işkence etmek.. Patlamasına engel olmak. O yarrağa, bir am veya göt içinde gidip geliyormuş duygusunu vermek.. Ve olanca gücüyle ağzıma boşalmasını sağlamak.. Hiçbir erkekle oral sex yaptın mı? Yapmadıysan bu zevki bilemeyeceksin. Menilerin ağıza önce bir volkandan fırlıyormuşçasına fışkırması sonra geri kalanının sıcak sıcak akışı.. Ağzındaki ekşi tad ve tükürüğünle karışan spermlerin yapışkanlığı.. Sonra hafiften yutmanın zevki. İlk yuttuğun kısım fazla tabiki.. Sonra geri kalanı yutmak için dilini ağzının içinde, damaklarında ve yarrağın kafasında gezdirmen.. Harika duygudur. Tabi benim aldığım lezzet bu.. Sonra onun tekrar inmesini görmen. Bir müddet avucunun içinde okşaman. Boynu büküktür suçlu gibi.. Oysa zafer sonrası yorgunluktur bu. Bir müddet sonra tekrar masaja devam edersin. Yeniden sertleşir. Artık ikinci boşalma için sabırsızlanmaz. Başı boşalamamaktan, daha doğrusu menilerini bitirdiği için tekrar gelememekten ötürü pembeleşir, zevk duydukça irileşir ve morarmaya başlar. İşte o anda deliğini hazırlar ve üzerine oturursun. Pembe küçük deliğin nazlanarak önce başını sonra tüm gövdesini içine alır. Kalınlığı ve uzunluğu ne olursa olsun her yarrak , deliğinle uyum sağlayacak büyüklüktedir. Sımsıcak kanalında hissedersiniz her hareketini. Sikildiğini hissedersin vücudunun her noktasında. Başının şapkasını, girintilerini, damarlarını hatta kıllarını hissedersin. Artık yarrak egemendir sana.. Kölesi olursun. O içinde gidip geldikçe artık sende uyanmaya başlarsın. Ve arkandaki daha doğrusu içindeki bu alet, seni harekete geçirir ve sikinin uyarıldığını farkedersin. O seni pompalarken sen de elinle kendi sikine yardımcı olur ve zonklamanın bitiminde fışkırtırsın menilerini. Arkandaki yarrak senin kasılmalarını engellemeye başlar. Onu daha çok hissedersin. Derinliklerinde.. Senin kasılmaların aldığın yarrağı tekrar uyarır ve ilkine göre az miktardaki menileri içine boşaltır. Beraber rahatlarsınız.. Sonra birbirinizden ayrılır ve ona göğüslerini sunarsın emsin diye.. Her insanda emmek içgüdüsü doğuştan vardır. İnsan birşeyleri emmekten zevk alır yaşamı boyunca.. Ben emerken de emilirken de ayak parmaklarımdan kasıklarıma, boynumdan beynime kadar titrerim. Emdiğiniz şeyi büyütmek istersin. Erkekler neden bir kadının göğüs uçlarını ya da klitorisini emerken onu irileşmiş görmekten zevk alır veya ağzını doldurmasını ister.. Ben bisexüel olduğum için bir kadının klitorisini emerken hep hayalimde onun bir yarrak başı olduğunu, emerek büyüteceğimi, daha sonra da pembe deliğimi oraya dayayıp onu içime alacağımı hayal ederim. Bazı zamanlar, sevişebileceğim ve sikişebileceğim bir erkek bulamadığımda, banyoda duş alırken veya bir porno film seyrederken örneğin, kendi sikimi büyütür, o anda filmdeki kişilerin yerine geçerek ya siker ya siktiririm.. Yarrağım boşalacağı zaman menilerimi avucuma doldurur, ağzıma alır, erkeğim ağzıma getirmiş gibi kendi menilerimi yutmaktan zevk duyarım.. Bunları sana niye yazdım? Dedim ya belki bir psikolog, belki terapist, belki günah çıkarttığım papaz rolündesin.. Bana kızıyor olabilirsin.. Beni aşağılık ve iğrenç bulman da mümkün.. Fakat şurası bir gerçek ki, insanların daima iki dünyaları var.. Biri toplumun izlediği ve değer yargılarına göre seni bir yere koydukları, göstermelik dış dünyan.. Diğeri de kimselerin veya belirli kimselerin bildiği, sana ait olan, senin düşüncelerinin, hayallerinin yer aldığı, yıkılmaktan uzak, yalnız kaldığınızda, tek başınıza düşündüğünüzde huzur bulabildiğiniz duygu ve düşüncelerle yoğun iç dünyan.. O dünyada kimi zaman erkeksindir kimi zaman bir kadın. Azgın, orospu bir dişi.. Bu dişiliğini benim gibi dışa vurduğunda, kadın olursun. Jartiyerli bir çorap giyer, topuklu ayakkabilarınla, sarı uzun saçlarınla, düzgün fiziğin ve bacaklarınla kırıta kırıta yürürsün. Kadınlığın tadını çıkarırsın. Erkeklerin yüreklerini hoplatırsın. Kadınlara lezbiyenlik zevki tattırırsın. Shemale olursun. Tıpkı benim gibi..

Ankara escort
Ankara escort bayan
Escort Ankara